Yaz ve Yarat Çemberi

KARDEŞ DEĞİL MİYİDİK KÂLU BELÂ’DA

İllüstrasyon:Aİ&Canan Kılınç

Kaç gömlek değiştirdik bu beden, bu ruh, bu zihin ile? Her evresinde başka bir şeye dönüştü ararken kendimizi.

Kendimizi bulmak için girdiğimiz yolda kaç kez düşüp özünden yaralandı ruhumuz?

Kalkıp tekrar ayağa, tozundan toprağından arınıp, kaç kez tımar ettik yaralarımızı, bilinmezde kendimizi ararken?

Kaç kez kaybolduk yaşam denen bu Bahr-i Umman’da, kaç kez öldürdük içimizde düşüncelerimizi; inandıklarımızı,inançlarımızı unutarak burada neden bulunduğumuzu? Küfre düştük bizden olmayanlara, yine unutarak kaç esma-ül hüsna’dan geçtik?

Düştük gafletlere hiçbir tecrübeye değer vermedik. Değer vermedikçe yeniden yeni baştan başladık.

 

Sahi sen ben var mıydık ?!

Neydi peki bizi, senlik benliğe düşüren bizi bizden ayıran!? 

İlk aklıma gelen hırs, sahip olma arzusu, kendine her şeyi hak görme, benlik egosuna düşmek.

Sizce ne?

Bu öyle bir hırs ki önüne geçilemeyen ve dünya denen cenneti âlâyı kan revan hale getiren.

Oysa birbirimizi sevmek için gelmemiş miydik buraya?

Neydi bize sevginin dilini unutturan!

 

Mesele neye inandığımız değil, o inandıklarımız ile gaflet çukuruna düşmeden var olmak, o inandıklarımız ile en derine, öze, içimize bakarak nefsi emmarelerden geçmekti asıl hikayeye.

Bakınca insanlığa nefsinin kölesi olmuş, o nefs prangası ile kardeş kardeşinin gözünü oymakta benim benim diyerek.

 

Zulme dur demenin en iyi yolu, korku ve endişeyi besleyecek enerjisel titreşimlerden uzak durmak ve kendi içsel dengemizde kalarak pozitifi güçlendirmekten geçtiği inancındayım. Bu ancak önce kendi içsel bahçemizi, evimizi temizleyerek dışa doğru genişleterek yapabiliriz. Bunu herkes kendi evinin kapısını süpürürse ve kendi yüzünü yıkarsa mümkün kılar. Dışarıda gördüğümüz her şey bizim bir yansımamız ise ve zulüm bizim canımızı bu denli acıtıyor, öfkelendiriyor ise içimizdeki zalime dur deme vakti o zaman.

 

Soralım kendimize, içimize o vakit; bu vahşet kıyımlara neden şahit oluyoruz engel olamıyoruz?

 

Buz kesmiş gönüllere güneş yetmiyor.

 

Yoksa cehennem ateşi de mi az !?

 

Hatice-Başal

La İnocente

Hatice Başal

 

Bir yanıt yazın