Sepetiniz şu anda boş!
Yola çıkma vakti geldiğinde seni zorlar her şey, sahip oldukların ve tüm varoluş nedenlerin.
Yolculuk denince direkt fiziki yol, yolculuk geliverir insanın aklına oysa yol çok ve çeşitli.
Yola çıkmanın dinamiği tıpkı kiralık bir evde oturmak gibidir o evden gitmenizin, taşınmanızın vakti geldiğinde toparlayamazsınız hiçbir şeyi; yerine koyduğunuz durmaz yerinde, eskisi gibi sarmalanamazsınız içinde, ışığın rengi dağılır, enerjisi sizi iter dışarıya. İstediğiniz kadar değişiklik yapın… Olmaz, içinize sinmez bir türlü.
Yolculuk da öyle, fark etmezsek yolda kendimizi oyalayarak birçok şey yaparken hiçbir şey değiştiremediğimizi fark edecek zamanlara taşır bizi ve ne kadar çok tutunursak o kadar çok sallar, dağıtır.
Bir adım, sadece küçük bir adım ve cesaret…
En son bu dağılmayı yaşadığımda o kadar çok direnmiş ve kendi içimde o kadar küçülmüştüm ki yediğim onca tokata rağmen (Tokat az bir ifade) direnç gösteriyordu içimde bir şeyler, en son anksiyete bilmeyen ben anksiyete yaşıyordum.
Bu durumu şu şekilde anlatmayı seviyorum, ruhumla özümle o denli kopmuştu ki bağım, özüm-ruhum benimle iletişim kurabilmek için anksiyete geldiğinde ruhumun bedenime girip çıktığını görüyordum adeta. Bir an her şey anlamını yitirdi “ölüyorsun, ya burada öleceksin ya da kendini seçeceksin” diyen içsel sesimin uyandırışı ile her şeyi göze aldım ve kendimi yolda buluverdim. Kabul ediyorum, o kararı almak, o yola çıkmak ve o yolu yürümek hiç kolay değildi, kolay da olmadı ama kendini seçmiş olmanın hafifliği ve şu an şimdi geldiğim nokta kendimle bir ve bütün olmamın, dengede olmanın, kendini yeniden yaratmanın ne denli değerli olduğunun bilincine gelmenin değerini, önemini öğretti her daim girdiğim yollar.
Her ne olursa olsun bilinmesi gereken tek şey, ne yaparsanız yapın, ne yaşarsanız yaşayın; bütün yollar, sizi gitmeniz gereken olmanız gereken yere götürecek ve sizi oradan kendinizi daha çok kucaklayarak ve gerçek potansiyelinizi gerçekleştirmiş olarak çıkaracaktır. Sabır, sebat, tahammül ile öfkelerimizin gölgesinde, karanlıktaki ışığı yakıp, hakikatteki ödülün sahibi olacaksınız. Korkularımızın, kaygılarımızın, biz olmayan kayıtların karanlığından bizi çıkaracak ışığı yakmak ve o derinde gizlenmiş potansiyelimizi açığa çıkaracak olan güç ve cesareti bulmak, bize bir şekilde sesini duyurmaya çalışan özümüzün söylediği o seste gizli.
Karanlıkta yürümek hiç de kolay değil fakat birilerinin aydınlattığını düşündüğümüz yolda yürümekten daha zor değil kendi karanlığımızda yürümek.
Unutulmaması gereken ikinci ve en önemli şey ışığın biz olduğu. Dalabilirsen zifiri karanlığa ve kalabilirsen o karanlığı nasıl aydınlattığını göreceksin ve pek tabii içinin tüm potansiyellerini.
La inocente
Hatice Başal
Paylaş
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.