Sepetiniz şu anda boş!
Dilimizin derinliklerinden gelen bu isimlerle hem anlam yolculuğuna çıkın hem de yazma yoluyla hikayenize yeni bir bakış kazandırın.
Hem geleneksel hem modern yaşamda güçlü köklere sahip öz Türkçe kız isimleri listesini ve anlam dünyasını nörobilim, psikoloji, sosyoloji ve dilbilim perspektifleriyle ele almaya çalıştığımız bu makalede isimlerin zihinsel ve kültürel etkilerini de terapötik yazma farkındalığıyla ele alacağız.
Dilbilim açısından Türkçe kökenli, yabancı dillerden etkilenmemiş isimlerdir. Kimi isimler cinsiyet ayrımı olmaksızın kullanılır. Bu liste; Türk Dil Kurumu sözlüğünde Tükçe kökenli kız isimleri olarak tanımlanmış olan 1332 isim arasından seçilerek anlamlarıyla birlikte derlenmiştir. Daha fazlası için kurum sözlüğünden isme veya anlamlarına göre arama yapabilirsiniz.
Tamamen Türkçe kökenli ve ekli kız isimleri;
Ada, Açılay, Akay, Ala, Alaz, Alçin, Alev, Alkım, Andaç, Aral, Araz, Arın, Arısu, Armağan, Asena, Aslıhan, Aslım, Asu, Aşkın, Ay, Aya, Aybala, Aybanu, Aybegüm, Ayben, Aybige, Aybike, Aybüke, Aybüge, Ayca, Aycahan, Ayça, Ayçıl, Ayçil, Ayda, Aydeniz, Aydan, Aydın, Ayduru, Aygün, Ayhan, Aykız, Ayla, Aylan, Aylin, Aysal, Aysel, Aysen, Ayser, Aysu, Aysuda, Aysun, Aysuna, Ayşen, Ayşim, Ayşin, Aytuğ, Aytuna, Aytül, Ayyüce
Balkın, Balkız, Barçın, Barış, Başak, Başar, Bediz, Begüm, Belgin, Belin, Beliz, Bengi, Bengisu, Bengü, Benli, Bensu, Beren, Bige, Bilay, Bilge, Birce, Biricik, Birke, Birsen, Bürge, Burcu, Burçak, Burçin, Büge, Bürçin
Çağın, Çağla, Çiçek, Çiğdem, Çilek, Çiler, Çolpan
Damla, Deniz, Deren, Derin, Devin, Devrim, Dilek, Diler, Dilge, Dinçay, Doğa, Dolunay, Döndü, Duru, Duygu
“Ana Yurt Türküsü” kadim Türk kültüründe doğayla, gökyüzüyle ve kadın bilgeliğiyle iç içe geçmiş öz Türkçe kökenli kız isimlerinden ilham alınarak yazılmıştır. Türk sözlü kültüründe ‘isim verme’ geleneği hem doğaya hem de kutsal inanışlara dayanır.
Ala, Alaz, Alev, Ayben, Ayça, Bilge, Duru, Esin, Gökçe, Irmak, Işık, Kardelen, Kayra, Turna, Börte, Umay, Özgü, Yağmur, Yankı, Yıldız gibi isimlerin taşıdığı derin mitolojik ve kültürel değerler müzikle yeniden canlandırılmıştır.
Türk mitolojisi, bozkır ritüelleri ve anaerkil şamanik inançlar ekseninde şekillenen bir lirik çalışmanın ürünüdür. Türkçe’nin kadına ve doğaya verdiği değeri ve doğa olaylarından türeyen isimlerin anlam kökleri seslendirilmiştir.
Ece, Ecehan, Edis, Ediz, Ege, Egemen, Ekim, Ekin, Elçin, Emek, Eren, Erenay, Erin, Esen, Esendal, Esengün, Eser, Esin, Evin, Evrim, Ezgi
Gizem, Gökben, Gökcen, Gökçe, Gökçen, Gökçin, Göknil, Göksel, Göksen, Göksu, Göksun, Gökşen, Gökşin, Gönül, Gönülay, Görkem, Gözde, Göze, Güler, Güleray, Gülümser, Gülsün, Gümüş, Günal, Günay, Gündüz, Güner, Güneş, Güney, Güngör, Günhan, Güniz, Günsili, Günsu, Güray, Güze, Güzel
Hanbegüm, Hazal
Ilgaz, Ilgın, Iraz, Irmak, Işık, Işıl, Işılay, Işın, Işınsu
İdil, İlay, İlayda, İldeniz, İlkay, İlkbal, İlke, İlter, İmge, İmren, İnal, İnan, İnci, İnciden, İpek, İyem, İzel, İzgi
Karaca, Kardelen, Kayra, Kırçiçek, Kıvanç, Kıvılcım, Kumral, Kutay
Maviş, Meltem, Mengü, Meriç, Mutlu
Onat, Onur, Oya, Oylum
Önay, Övünç, Öykü, Özay, Özben, Özden, Özen, Özge, Özgen, Özgü, Özgür, Özlem
Pamir, Pamuk, Parla, Peksu, Pekşen, Petek, Pınar
Salkım, Sanay, Saygı, Seçil, Seçilay, Seçkin, Selda, Selen, Selin, Senay, Senem, Sengün, Seren, Serin, Sermin, Serpil, Seval, Sevgi, Sevgihan, Sevil, Sevilay, Sevim, Sevinç, Sevtap, Sezay, Sezen, Sezer, Sezgi, Sezgin, Sezin, Sırma, Sibel, Simge, Solmaz, Sonay, Soyhan, Sönmez, Sözen, Su, Suna, Sungu, Somay
Şenay, Şendil, Şengün, Şeniz, Şenkal
Tan, Tanal, Tanay, Tanser, Tansev, Tansu, Tanyeli, Tanyeri, Taylan, Tilbe, Tomris, Tomurcuk, Toprak, Tulca, Tuna, Tunca, Tülin, Türkay, Türker
Uğur, Umay, Umut, Utku, Uysal, Uzay
Ülgen, Ülke, Ülker, Ülkü, Ünal, Ünsal
Yağmur, Yalın, Yankı, Yaprak, Yayla, Yeliz, Yeşil, Yetkin, Yıldız, Yıldızhan, Yonca, Yosun, Yüce, Yücel, Yüksel
Zeren, Zeyno
Nörobilimden psikolojik danışma kuramlarına, sosyolojik yaklaşımlardan dilbilimsel analizlere kadar pek çok disiplini kapsayan bir bakışla öz Türkçe kız isimlerinin içsel ve toplumsal değerini keşfedelim; Eğer bütüncül bakarsak bir ismin ardında yalnızca bir ses dizimi değil tarih boyunca taşınmış bir anlam, bir kültür ve ruh yattığını gözlemleyebiliriz. Öz Türkçe kız isimleri, Anadolu ve Orta Asya’nın doğa merkezli yaşamından, Türkçe’nin yalın ve güçlü yapısına kadar uzanan kökleri temsil eder. Peki, bu isimler bireyin kişisel yolculuğunda nasıl bir etki yaratır? Dilin ve ismin iyileştirici gücü nasıl ortaya çıkar?
Nörobilim, bir ismin bireyin kendilik algısını ve davranış kalıplarını etkileyen temel unsurlardan biri olduğunu gösteriyor. Yapılan çalışmalara göre, kişinin kendi ismini duyduğunda beynin ödül ve dikkat sistemlerinin (özellikle medial prefrontal korteks) aktive olduğu gözlemlenmiştir. Öz Türkçe isimler, doğrudan doğa, hareket ve erdem gibi kavramlarla ilişkili oldukları için bu aktivasyon sürecinde bireyin kendisiyle ve çevresiyle kurduğu bağı daha da güçlendirebilir.
Öz Türkçe isimlerin kaynağına baktığımızda, Türk toplumlarının göçebe kültürden yerleşik yaşama geçerken doğa olaylarına, hayvanlara, mevsimlere ve soyut kavramlara verdikleri anlamları görebiliriz. Bu isimler toplumsal hafızada:
gibi farklı kavramlarla ilişkilidir.
Türkçe, sondan eklemeli ve sözdizim açısından esnek bir dildir. Öz Türkçe kız isimlerinin büyük çoğunluğu yalın köklerden ve anlamlı eklerden oluşur. Bunlar, hem basit hem de zengin çağrışımlara sahiptir:
Bu yapı, Türkçe’nin tarihsel işlevselliğini ve doğrudanlık ilkesini gösterir.
Yaz ve Yarat olarak biliyoruz ki; her bir isim, kişinin yazılı ve sözlü hikâyesine derin bir anlam ve yön kazandırır. Terapötik yazma terapisi süreçlerinde, ismin kökeni ve anlamı bireyin kendi iç yolculuğunu başlatan güçlü bir tetikleyicidir.
Bu sorular, hem kişisel hem kolektif hafızanın kapısını aralar. Hem de iyileştirici yazma ile bu ismin yolculuğu bir içsel keşfe ve yeni bir anlatıya dönüştürebilir.
İsimler; yazının ve hikâyenin taşıyıcısıdır. İsimleri, bu kadim dilin içsel haritasında bir “yer” olarak düşünebiliriz. Yeni yollar açılabilen bir harita!
İsimler, yalnızca birer etiket değildir; kökenlerinde bir medeniyetin kolektif hafızasını, bilinçdışını ve kültürel kodlarını taşırlar. Öz Türkçe kız isimleri, dilimizin saf ve kadim katmanlarından doğarak, tarih boyunca Anadolu ve Orta Asya’nın doğayla iç içe yaşamış toplumlarının zihinsel haritasını şekillendirmiştir.
Nörobilim araştırmaları gösteriyor ki, bir bireyin ismi, onun öz benlik algısını etkileyen önemli faktörlerden biridir. İsimler; sosyal etkileşimde, aidiyet hissinde ve kimlik inşasında nörolojik düzeyde etkili olur. Öz Türkçe kökenli isimler, çoğunlukla doğa, duygu ve davranış temalarına dayanır. Bu da, bireyin çocukluktan itibaren çevresiyle kurduğu bağlarda ve hayata bakış açısında köklü izler bırakır.
“Ay gibi doğ, ay gibi açıl” anlamında kullanılan bir ad.
Parıltılı ay, ışıklı ay.
1. Karışık renkli, çok renkli, alaca. 2. Açık kestane renginde olan, ela. 3. Kekliğin boynundaki siyah halka.4. Benekli. 5. Tam olgunlaşmamış.
1. Alev. 2. Ağaçsız, açıklık yerler. 3. Gösteriş, haşmet.
Kızıl renkli küçük bir kuş.
1.Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerde uzanan ışıklı dili. 2. Sıcaklık.3. Kıvılcım.
Gökkuşağı.
1. Armağan.2. Evlat, nesil. 3. Ün, şöhret. 4. Eş, denk.
1. Birbirine yakın adaların oluşturduğu topluluk, takımada. 2. Sıradağlar.
1. Esenlik, mutluluk. 2. Sel, akıntılı su. 3. Bir tür ot. 4. Soğuk. 5. Belirti, işaret.
1. Temiz, arı, saf. 2. Alın. 3. Yüz, cephe, dağların, tepelerin yüzü.
Berrak akan su temiz ve dürüst olan kimse.
1. Birini sevindirmek için verilen şey, hediye. 2. Ödül. 3. Bağış, ihsan.
Kurt.
Han soyundan gelen.
Yarar, fayda.
Yaramaz, haşarı çocuk.
1. Belli bir süreyi aşmış, ötesine geçmiş.2. Benzerlerinden üstün.3. Çok, fazla.
1. Yer yuvarlağının uydusu olan gök cismi, kamer. 2. Yılın on iki bölümünden her biri. 3. Güzel, parlak, nurlu.
Kibar hanım, hanımefendi.
Ay gibi parlak ve güzel çocuk.
Ay gibi güzel ve parlak hanımefendi.
Ay gibi güzel hanımefendi.
Yüzünde benleri olan güzel.
bk. Aybike
Ay gibi güzel, el değmemiş kız.
bk. Aybike: Ay gibi güzel, el değmemiş kız.
bk. Aybike
Ay gibi güzel, ışıklı, parlak.
Ay gibi parlak olan güzel.
1. Ayın ilk günlerinde aldığı yay biçimi, hilal. 2. Bayrak ve sancak direklerinin tepesindeki pirinçten yapılmış ay yıldızlı süs, alem.
Ay gibi, aya benzeyen, ay gibi güzel.
bk. Ayçıl: Ay gibi, aya benzeyen, ay gibi güzel.
Dere kıyılarında, çayırlarda yetişen bir bitki.
Ay gibi güzel, deniz gibi coşkulu olan.
Güzelliğini aydan almış, ay gibi parlak ve güzel.
1. Işıklı, pırıltılı, aydınlık. 2. Açık, kolay anlaşılır. 3. Öğrenimi, bilgisi ve görgüsü olan, ileri düşünceli kimse. 4. Umut veren. 5. Mehtap.
Ay gibi duru, parlak ve lekesiz olan.
Ay gibi güzel, güneş gibi parlak olan.
“Ey hükümdar!” anlamında kullanılan bir ad.
Ay gibi güzel ve parlak olan kız.
1. Ayın ve bazı yıldızların dolayındaki ışık çevresi, ay ağılı, hale. 2. Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi.
Açıklık, meydan, alan.
bk. Ayla
Ay gibi, aya benzeyen.
Ay gibi parlak, ışıklı, güzel.
“Sen aysın, ay gibi güzelsin” anlamında kullanılan bir ad.
“Parlaklık ver, aydınlık getir” anlamında kullanılan bir ad.
Ay gibi parlak, su gibi berrak olan.
Suda yansıyan ay ışığı.
Uysal.
Ay gibi güzel olan.
Ay gibi güzel ve şen olan.
Ay gibi güzel olan.
Ay gibi güzel olan.
Ay gibi tuğ.
Ay gibi gösterişli, görkemli olan.
Mehtap.
Ay gibi parlak ve ulu olan.
Parıldayan, parlak.
Şirin, tatlı, hoş kız.
Bir tür ipekli kumaş.
1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum.3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç.4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.
1. Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı.2. Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi arasında bulunan takımyıldızın adı.
“Bir işi istenilen biçimde bitir” anlamında kullanılan bir ad.
1. Süs, bezek; nakış. 2. Resim, heykel, şekil.
1. Hanım, hanımefendi. 2. Hint prenseslerine verilen unvan.
Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan, açık, anlaşılır, belirgin.
1. Korku, ürkü. 2. Şaşkınlık, hayret.
İşaret, im, iz.
Sonu olmayan, hep kalacak olan, sonsuz, ebedî.
Efsanelere göre içen kimseye ölümsüzlük sağladığına inanılan bir su, abıhayat.
bk. Bengi
Vücudunda ben bulunan.
bk. Bengisu
1. Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı. 3. Tanınmış.4. Kadife kumaş.
Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın.
” Ey ay gibi güzel ve parlak olan, bunu bil!” anlamında kullanılan bir ad.
Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kimse.
Tek, eşsiz, biricik.
Tek, eşsiz, çok sevilen, benzeri olmayan.
bk. Birge: 1. Kamçı. 2. Birlikte, beraber. 3. Kuma, ortak.
“Teksin, biriciksin” anlamında kullanılan bir ad.
1. Pire. 2. Bir yerde duramayan canlı, taşkın kimse. 3. Keklik. 4. Bahşiş, armağan.
1. Güzel koku, ıtır. 2. Sakız ağacının tomurcuğu.
Baklagillerden, taneleri yem olarak kullanılan bir bitki.
Geyik, dişi geyik.
Su bendi, bent.
bk. Burçin
Yıldırım, şimşek.
1. Badem, kayısı, erik gibi çekirdekli yemişlerin ham durumu. 2. “Coşkulu ol” anlamında kullanılan bir ad.
Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan, çoğu güzel kokulu, renkli bölümü.
Zambakgillerden, türlü renklerde çiçek açan, çok yıllık, yumrulu bir kır bitkisi.
Gülgillerden, sapları sürüngen, pembe kırmızı renkte meyvesi olan bir bitki.
Şarkı söyleyen, şakıyan, öten bülbül.
Çoban yıldızı, Zühre, Venüs.
Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda su vb. sıvı.
1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
Derleyen, toplayan.
1. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş. 2. Yoğun. 3. İçten gelen.
1. Hareket, kımıldanış. 2. Çaba, gayret.
Dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta veya toplumsal düzende birdenbire olan niteliksel değişme.
Dilenen, istenen şey.
İsteyen, dilekte bulunan, dileyen.
Güzel konuşan, hoşsohbet kimse.
Gücü ve sağlık durumu yerinde olan kimse.
1. Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü. 2. Deniz, dağ, ova, orman vb.nin oluşturduğu fiziksel dünya. 3. Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü.
Ayın bütün olarak ve parlak göründüğü dönemi.
l. Henüz evlenmemiş kız. 2. Gittiği yerden geri gelen.
Bulanık olmayan, temiz, berrak, saf.
Duygu, Türkiye’de yaygın olarak kullanılan bir kadın ismidir. Türkçede “duygu” kelimesi, “hissetme” ve “sezme yetisi” anlamlarına ve öz Türkçe kökenlidir. Hem günlük dilde hem de edebi kullanımlarda sıklıkla rastlanan bir sözcüktür ve özellikle empati, duygusallık ve sezgi gibi anlamlarla ilişkilendirilir. Türkçe isimler sözlüğünde; kimi nesne, olay ya da kişilerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim, his olarak tanımlanır.
İsim, Türkçe’deki “duymak” fiil kökünden türemiştir. “Duymak” fiili “işitmek”, “algılamak” ve “hissetmek” anlamlarında kullanılır. Bu kökten türeyen çeşitli sözcükler, Türkçe’de farklı dilbilgisel kategorilerde de yer alır:
Bu yapılar, “duy-” kökünün Türkçe’deki güçlü sezgi ve algı bağlamını gösterir. İsmin anlamı, bir kişide sezgi ve empati yetisinin ön planda olduğuna işaret eder.
Duygu ismi, özellikle Türkiye’de 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren popülerleşmiştir. 1980’li ve 1990’lı yıllarda oldukça yaygın verilen bir isim olmuş, günümüzde de tercih edilen isimler arasında kalmıştır.
isim Duyularla algılama; his, ihtisas.
isim Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim; kalp.
isim Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği.
isim Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik.
1. Kraliçe. 2. Güzel kadın. 3. Büyük kardeş. 4. Ana.
Saygın, özel kadın.
bk. Ediz
Ulu, yüce, değerli kimse.
1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip.
Buyruk ve hüküm sahibi, buyruğunu yürüten, bağımlı olmayan.
1. Toprağa ürün ekme işi. 2. Yılın onuncu ayı.
1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.
1. Deste, tutam. 2. Daha çok yaz gecelerinde öten bir böcek türü, ağustos böceği. 3. Bulmaca, bilmece.
1. Uzun, yorucu ve özenli çalışma. 2. Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü.
1. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 2. Deneyimli, akıllı kimseler. 3. Dost. 4. Hayırlı çocuk.
Deneyimli, akıllı kimse.
Erginleşmiş kimse.
Sağlıklı, sağlam, rahat.
Sağlıklı, salim, rahat kimse.
Sağlıklı, salim, rahat kimse.
1. Soğuk. 2. Sert esen rüzgâr. 3. Belirti, iz.4. Ar. Yapıt.
1. Esinti, rüzgâr, sabah rüzgârı. 2. Etkilenme, çağrışım veya içe doğma ile akla gelen yaratıcı duygu, ilham.
1. Bir şeyin içindeki öz, cevher. 2. Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü. 3. Çok taneli başak. 4. Tohum, tane.
Ağır ağır ve kendiliğinden oluşan değişim.
Belli bir kurala göre oluşturulan ve kulakta haz uyandıran ses dizisi, nağme.
Aklın erişemediği veya çözülemeyen şey, sır.
Özü genç olan kimse.
Güzel, taze, dinç, sağlıklı.
1. Güzel, gösterişli kimse. 2. Melek. 3. Mavi gözlü kimse.
Güzel, hoş kimse.
Maviye çalan, mavimsi.
Mavi gözlü kimse.
Gökle ilgili, semavi.
“Mavi gözlüsün” anlamında kullanılan bir ad.
1. Gökten inen su.2. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların genel adı.
“Yüksel, yücel” anlamında kullanılan bir ad.
Gök gibi şen olan kimse.
1. Gökkuşağı, alkım. 2. Mavi renkli.
Yürekte varsayılan sevgi, istek gibi duyguların kaynağı.
Gönlü ay gibi parlak, temiz olan.
1. Gösteriş, heybet. 2. İyi gelişmiş, gürbüz.
Çok sevilen, beğenilen, nitelikli, üstün tutulan.
1. Kaynak. 2. Suların kıyılarında olan küçük çayır. 3. Hücre. 4. Örme, örgü. 5. Sonbaharda çıkıp yazın kaybolan su.
Gülen, gülümseyen kimse.
Gülen ay gibi güzel.
Gülümseyen, güler yüzlü.
“Mutlu olsun, şen olsun, gülsün” anlamında kullanılan bir ad.
Parlak, beyaz renkli kolay işlenir, değerli bir maden.
“Aydın ol, aydınlan” anlamında kullanlıan bir ad.
Güney, güneş gören yer.
Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü.
Tan vakti.
Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi.
1. Dört ana yönden biri, Kuzey kutbuna karşı olan. 2. Her zaman güneş alan yer.
“Mutluluk, neşe içinde yaşa” anlamında kullanılan bir ad.
Güneş gibi aydınlık ve ışık saçan hükümdar.
Güneş gibi aydınlık bırakan ize sahip kimse.
Temiz, iffetli, namuslu kimse.
Saf, dürüst ve temiz kimse.
Etrafa çokça ışık ve aydınlık saçan.
bk. Göze: 1. Kaynak. 2. Suların kıyılarında olan küçük çayır. 3. Hücre. 4. Örme, örgü. 5. Sonbaharda çıkıp yazın kaybolan su.
Hoşa giden, hayranlık uyandıran, beğenilen.
Kuruyup dökülen ağaç yaprakları.
1. Atın dört nala koşması. 2. Hücum, akın.
1. Akdeniz Bölgesinde yetişen bir ağaççık. 2. Hafif esen rüzgâr. 3. Kavurucu sıcak. 4. Belli belirsiz, hafif. 5. Serap. 6. Hayal. 7. İnce. 8. Konya’nın bir ilçesi.
bk. Raziye: Boyun eğen, kabul eden, rıza gösteren, razı olan.
Çoğunlukla denize dökülen, genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir.
1. Aydınlık, ziya. 2. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı. 3. Yol gösteren, aydınlatan, önderlik eden kimse.
Işıldayan, parlayan.
Parlayan, ışıldayan ay, ay ışığı.
Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne dağılıp giden ışık demeti.
Su gibi parlak ve saf olan.
1. Volga Nehri’ne Türklerin verdiği isim. 2. Aşkla ilgili olup köy ve kır yaşayışını anlatan kısa şiir veya yazı. 3. Yun. İçten ve saf aşk.
Ülkenin en güzeli.
Su perisi.
Ülkenin denizi.
Ayın hilal durumu, yeni ay.
İlk doğan çocuklara verilen adlardandır.
1. Temel düşünce, temel kanı.2. Temel bilgi. 3. Davranış kuralı.
Yurdu koruyan, gözeten, yurtsever kimse.
Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal.
Görünen bir şeyi veya benzerini edinme isteği.
Kendisine inanılan, güvenilen kimse.
Bir kimsenin veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman.
İstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
İnci gibi güzel, zarif, değerli.
1. Bir tür böceğin ördüğü kozadan elde edilen ve kumaş yapımında kullanılan ince parlak tel ve bundan yapılan kumaş. 2. Zarif, kibar, ince.
Güzellik.
İz bırakan bir ele sahip olan kimse.
bk. İzgü: 1. İyi, güzel.2. Akıllı, adaletli.
1. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı. 2. Esmer.
Baharın müjdecisi bir çiçek.
Büyük bir kimseden gelen iyilik, ihsan.
Kır çiçeği.
Övünç, iftihar.
1. Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası. 2. Harekete geçiren etken.
Saçları koyu sarı ve açık kestane rengi olan.
1. Kutlu, uğurlu ay. 2. İpek, ipekli kumaş.
Mavi gözlü, sarışın kız.
Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgârı.
Ölümsüz, sonsuz, ebedîleştirilmiş.
Kuş iskeleti.
Mutluluğa ermiş olan, mesut.
1. İyi, güzel, düzgün. 2. İyi yaradılışlı. 3. Doğru, dürüst, nitelikli. 4. Kolay.5. Uygun, münasip, yakışır.6. İyi ahlâklı.
1. İnsanın kendine karşı duyduğu saygı. 2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı değer, şeref.
1. Genellikle ipek ibrişim kullanılarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel. 2. İnce, güzel, nazik.
İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş.
Ocak ayında doğan.
Övünmeye yol açan, övünülecek şey.
1. Ayrıntılarıyla anlatılan olay.2. Hikâye
Özü ay gibi temiz, parlak, aydınlık olan kimse.
“Gerçekten ben” anlamında kullanılan bir ad.
1. Soyca temiz, köleliği olmayan özgür kimse. 2. Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili. 3. Suların geçtiği yer, su geçidi. 4. Özsu.
1. Bir işin elden geldiğince iyi olması için gösterilen çaba. 2. İçerlek, en içeride olan. 3. İlk söz. 4. Birbirine yakın iki dağın arasındaki uzaklık, ara. 5. Dere, ırmak.
1. Başka. 2. Yabancı. 3. İyi, güzel. 4. Şakacı. 5. Cana yakın, sıcakkanlı.6. Yürekli, gözü pek.
Özü geniş, rahat, sakin kimse.
1. Kutsal. 2. Özellikle birine veya bir şeye ait olan.
1. Kendi kendine karar verme, davranma, hareket etme gücü olan. 2. Tutuklu olmayan, hür. 3. Başkasının kölesi olmayan. 4. Bağımsız.
Bir kimse veya bir şeye duyulan aşırı görme, kavuşma arzusu, hasret.
Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının kuzey silsilelerini teşki eden sıra dağların adı.
1. Koza biçimindeki meyvesi, üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi. 2. Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş, ince, yumuşak tellerin adı. 3. Yumuşak huylu, ince kişi.
“Işık saç, ışılda, ün kazan, tanın” anlamlarında kullanılan bir ad.
Çok saf ve temiz.
Şen, neşeli, mutlu kimse.
1. Arıların yumurtalarını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı bal mumu yuvacıklar. 2. Arı kovanı. 3. Topraktan, çamurdan yapılan tahıl ambarı.
Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak.
1. Üzüm gibi birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş. 2. Üzerinde kısa saplı dallar bulunan çiçek topluluğu. 3. Akasya.
Ay gibi güzel, ayı anımsatacak kadar güzel.
Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı dolayısıyla bir kimseye karşı dikkatli özenli, ölçülü davranmaya neden olan sevgi duygusu.
“Benzerlerin arasından seçil, beğenil, üstün ol, sevgi ve saygı gör” anlamında kullanılan bir ad.
Seçilmiş, seçkin güzel.
Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, seçilen.
Bir söğüt cinsi.
1. Müjde.2. Varlık, bolluk.
1. Övün.2. Gür akan su. 3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki.
“Sen aysın, ay gibi güzelsin” anlamında kullanılan bir ad.
bk. Sanem: 1. Put 2. Güzel kadın.
“Sen gündüz gibi aydınlık, güneş kadar parlaksın” anlamında kullanılan bir ad.
1. Seren, yayan, döşeyen.2. Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder.
1. Hafifçe soğuk. 2. Hoşgörülü, sabırlı.
Güzel, kibar.
“İyi geliş, büyü, güzelleş” anlamında kullanılan bir ad.
“Severek al” anlamında kullanılan bir ad.
Bir şeye veya bir kimseye karşı duyulan sevme duygusu.
Sevilen hükümdar.
“Her zaman sevilen, beğenilen biri ol” anlamında kullanılan bir ad.
Sevilen güzel.
1. Sevgi. 2. Bir kimsede bulunan ve o kimseyi başkalarına sevdiren özellik.
İstenilen şeye ulaşmaktan doğan büyük coşku, hoşnutluk duygusu.
Tapılacak kadar sevilen kimse.
“Güzeli sez, tanı” anlamında kullanılan bir ad.
Duyan, hisseden, anlayan, sezgili.
Duygulu, hisli, anlayışlı.
Sezme, anlama yeteneği, seziş.
Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı.
Sezme, duyma, anlama.
1. Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel. 2. Sarı ve güzel saç.
l. Buğday başağı. 2. Henüz yere düşmemiş yağmur damlası.
İşaret, sembol.
Her zaman taze, körpe ve genç olan.
Son çocuk.
Han soyundan gelen kimse.
Parlaklığını, ışığını hiç yitirmez, her zaman canlı.
Güzel konuşan, söylev veren, hatip.
Canlıların yaşamında önemli bir yeri olan, rengi, tadı, kokusu olmayan sıvı.
1. Bir tür yaban ördeği, erkek ördek. 2. Boylu, güzel, yakışıklı.
Armağan, bağış, ihsan.
Ay gibi kusursuz, eksiksiz olan güzel.
Canlı, neşeli kimse.
Güzel konuşan, tatlı dilli.
Neşe ve mutluluk dolu gün.
Mutlu, sevinçli bir iz bırakan kimse.
“Her zaman neşeli kal” anlamında kullanılan bir ad.
1. Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, şafak vakti. 2. Sabah akşam esen serin rüzgâr.
Şafak gibi aydınlık insan.
Şafak gibi aydınlık insan.
“Şafak vakti gibi aydınlık saç” anlamında kullanılan bir ad.
“Tan vakti gibi olan parlaklığı ve güzelliği sev” anlamında kullanılan bir ad.
Şafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan.
Şafak vakti esen rüzgâr.
Güneş doğmak üzereyken ufukta hafifçe aydınlanan yer.
1. İnce, kibar, güzel, uzun ve düzgün boylu. 2. Çok yağmur yağmasına karşın işlenebilir durumdaki toprak.
Abdal, derviş, gezginci ozan.
Peçenek Türklerinden bir kadın kahraman. Tarihte, Pers Kralı II. Keyhusrev’le savaşmış olan Massagetlerin ünlü kraliçesi. “Tomur veya temir, demir” kelimeleriyle ilgi kuranlar vardır.
Bir bitkinin üzerinde bulunan ve ileride sap, çiçek veya yaprak verecek olan filiz.
1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.
1. Tül kadar ince olan. 2. Hayalden de güzel olan.
1. Çok, bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli.
Balkan yarımadasında Meriç ırmağının kolu.
1. Kimi kez ayın çevresinde oluşan dairesel hale. 2. Ayna.
Ay gibi parlak, aydınlık Türk.
Yiğit Türk.
1. Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı.2. Bu nitelikte olduğuna inanılan şey.3. İyilik, şans, talih, baht. 4. Fırsat, tesadüf.
1. Orhun Yazıtları´nda geçen, çocukları ve hayvan yavrularını koruduğuna inanılan kadın Tanrı. 2. Devlet kuşu.
Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.
Üstünlük, zafer.
1. Yumuşak başlı, uyumlu, boyun eğen. 2. Terbiyeli.
Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk.
1. Yüce, üstün, ulu. 2. Eski Türklerde Gök Tanrı’ya verilen ad.
1. Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü.2. Devlet.
Boğa burcunda yedi yıldızdan oluşan takım.
Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey.
“Adın duyulsun, tanın, ün kazan” anlamında kullanılan bir ad.
“Adın duyulsun, ünlen” anlamında kullanılan bir ad.
Havadaki su buğusu-nun yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumunda olanı.
1. Gösterişsiz, süssüz, sade. 2. Alev, ateş. 3. Taş, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz.
Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, ses yansıması.
Bitkilerin solunumunu sağlayan, çoğunlukla yeşil ve türlü biçimlerdeki bölümü.
Deniz yüzeyinden yüksek, yaz mevsiminde oturulan serin ve yüksek yerler.
Güzel, aydınlık, havadar.
1. Sarı ile mavinin karışmasından oluşan, çoğu bitki yapraklarında görülen renk. 2. Genç, taze.
Gerekli olgunluğa erişmiş, olgun, ergin.
1. Gökyüzündeki ışıklı gök cisimlerinin her biri. 2. Baht, talih, yazı.
Talihi güzel olan hükümdar.
Başak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli, çayır bitkisi.
Çoğu sularda yetişen, ilkel yapıdaki bitkilerin genel adı.
Yüksek, büyük, ulu.
“Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle” anlamında kullanılan br ad.
“Yükseklere çık, yücel, başarı kazan, ilerle” anlamında kullanılan bir ad.
Anlayışlı, kavrayışlı, zeki.
Zeynep adının bozulmuş biçimi.