,

Mavi Saçlı Zaman

Yazar:

dk okuma süresi

Mavi Saçlı Zaman hikayesi için üretilmiş, deniz kenarında pastel mavi ve gümüşi saçlı bir figürün yer aldığı, doğa ve huzur temalı illüstrasyon.

Mavi Saçlı Zaman: Doğanın ve Özgürlüğün Hikayesi

Mavi Saçlı Zaman

Ajandalardaki tarihlerden, duvarlardaki ve bileklerdeki saatlerden, sayfa sayfa takvimlerden silindi bir gün zaman. Bir süreliğine özgür oldu. İnsanların zihninde onun saçları ya siyah ya da sarıydı. Ama o kendi saç rengini hiç görmemişti. Şimdi insanların olmadığı, sessiz sokaklarda özgürce dolaşırken düşünüyordu. Acaba tam olarak neydi? Neye benziyordu? Kaç yaşındaydı? Ne kadar ömrü kalmıştı? Öyle ya! İnsanlardan ve hayvanlardan, hatta çiçeklerden biliyordu. Hepsinin bir ömrü vardı. Öyleyse onun da bir ömrü olmalıydı. “Neyse!” dedi. Hazır özgürken, özgürlüğün tadını iyice bir çıkarmalıyım diye düşündü. Dağlar, tepeler aştı. Rengarenk çiçekleri uzun uzun, içine çeke çeke kokladı. Gökyüzünü, bulutları, kuşları, toprağı, ağaçları, hayran hayran uzun uzun izledi. ‘Haydi artık, yapılacak işler var’ diyen yoktu. Ohhh! Doğa ile dostluğunun tadını çıkardı. Kuşların cıvıltılarını, kedilerin miyavlamalarını dinledi. Gözlerini kapadı. Açtı. Tekrar kapattı, tekrar açtı. Bir oyun gibi bunu defalarca tekrarladı. Sonra kahkahalarla güldü. ‘Gülmeyi bırak, ciddi ol’ diyen yoktu. Ohhh! Sonra gözlerinden yaşlar geldi. Ağlamaya başladı. Boncuk boncuk gözyaşları döküldü. ‘Ağlama artık, yeter diyen’ yoktu. Ohhh!

Sokaklarda dolaşmaya devam etti. Birden ayağına bir taş takıldı. Öfkelendi. Taşa tekme vurmaya yeltendiği anda durdu. Özgürlüğünün tadını çıkaracaktı. Öfke özgürlüğünün tadını kaçırırdı. O yüzden vazgeçti. Taşı eline aldı, okşadı. Cebine koydu. Bu özgür anlarından bir hatıra kalmış olurdu.

Dolaşmaya devam etti. Sonra az ötede denizi gördü. Hızlandı. Deniz kıyısına geldi. Denize yaklaştı. Biraz daha, biraz daha yaklaştı. Eğildi. Kendisini gördü. Şaşırdı. Rüzgarın savurduğu saçlarına baktı. Saçları maviydi! Sonra bir daha baktı. Ama o da ne! Saçları bu kez grimsi bir renk almıştı. O an anladı. Aslında saçlarının bir rengi yoktu. Saçları, insanların zihninde nasıl yer edindiğine göre değişiyordu.

Damlanur Özsoy

Bir yanıt yazın