Yaz ve Yarat Çemberi

Sisli Sevişme

İllüstrasyon:Aİ&Canan Kılınç

Sisli geceler ,

Huzursuz yataklarda yasak sevişmeler.

Kaybolması, aradan çekilmesi zamanla,

Çocukluk uykularındaki masumiyetin.

Sevişme bitti.

Boşaldı yataklar.

Akıp gittiler insanlar birbirlerinden,

Elmacık kemiklerinden hızla yol alan

Göz yaşı taneleri gibi.

İç yangınlarıyla boğuşma seansları başladı herbirimizde

Cevapsız sorular soruyoruz artık geceleri kendi kendimize.

Yaşamak ağır yük, koca küfe,

Biz de hamallarıyız ve bükülmüş belimiz.

Ellerimiz nasır tutmuş,

Adressiziz…

Bilmiyor kimse bilmiyor,

Bilmiyoruz nereye gideriz bu yükle?

Hamal biziz evet,

Her adımda ağırlaşsa bile yolu gösteren de,

Sırtımızdaki o adressiz küfe.

Zaman, bir o yöne bir bu yöne derken,

Geçti gitti öylece.

Zamanı içtik acı kahveler gibi,

Anılar kaldı elimizde,

Kum tanelerine benzer telveler…

Çocuk düşlerimizi yitirdik,

Böyle olmalıydı dendi kabullendik.

Nereden bilebilirdik sisli gecelerin, yasak sevişmelerin,

Yastığımızın altında huzursuzluk olarak birikeceğini?

Nereden bilebilirdik içimizde kaynayan,

Kendimizden başkasını yakamayan ateşler beslediğimizi?

Yandık, yandık, yandık,

İnsan, kendisiyle sınanıyor evvela anladık.

Gün doğsa, bahar gelse, ılık ılık esse rüzgar 

O beklenen yaz akşamlarında.

Hangi bir yanımızı düzeltebilir,

Hangi bir dalımız çiçeğe durur şuanda?

İpiri gözlerinle seyret halimi,

Adını sen koy bu sisli gecelerin.

Uzun upuzun bir yoldan geldim,

Şehir isimlerinin üzeri kırmızı şeritle çizili,

Pek çok mavi tabelalalı yollardan geçtim.

Üzeri çizili şehirden çıktınız demekmiş,

Şehir, üzerinizi çizdi, çıkamazsınız der gibi gelirdi 

Her bir yanı yorgun ve şehla gövdeme.

ismet

İsmet Katı

Bir yanıt yazın