Sepetiniz şu anda boş!
Karanlıklarını açmanı istiyorum
Kaybolma pahasına girmeye geldim
Karanlıklarına maviler getirdim
Uçsuz bucaksız gökyüzünü, sonsuz mavilikleri
Yıldızlar gibi savurmaya değil,
Özenle yerleştirmeye.
Dokunmadan sızlayan yaraların var
dokunsan halbuki iyi edeceksin,
temizleyeceksin ruhları
Beni anlamanı beklemiyorum
Bunun için çalmadım kapını.
Düşmüşsen, kaybolmuşsan
ve yoksan karanlıklardan gayrısına…
Yoksun diye geldim sana.
Bırakıp ardımda ölülerimi
Gömdüm aklımdan düşenleri
Ve heybemde kalan son mavileri
Kaybolma pahasına
getirdim sana.
Bir ben kaldım benden geri
Öyle bir ben ki;
Dudağı kıvrılmamış bir tebessüm namına
Alnı ayrılmamış bir lahza ufkuna
Öyle bir ben
Kaldım benden geri.
Beni anlamanı beklemiyorum
Zira hiç de heves etmedim ki.
Karanlıklarım içre, bulmuşsam zorluklar içinde mavileri
Ulaşmışsa ellerim tan yerine,
Bir kuş konmuşsa gönül bağıma ve
Ötmüşse inceden ince
Yanık bağrımın kül feryadını
Yine de sana veririm
Son kalan umut ışığımı.
Beni anlamanı beklemiyorum
Bunun için gelmedim kapına.
Çığlıklarını istiyorum, yalnızlıklarını
Feryatlarını istiyorum, karanlıklarını…
Çünkü buna alıştım ben.
Feryatlarım öksüz, çığlıklarım sessiz
Karanlıklar içinde yalnızım
ve ben
Buna alışkınım.
Mavi göklerimden kan yağıyor bak
Bulutlar taşıyorum gittiğim yerlere
Kan yüklü bulutlar
Lanetli bir ruh gibi
Akın ediyorum korunaklı kalelerine.
Ellerimde parya hayallerim
Düşlerim dilimleniyor uykularımda
Amansız kabuslar yapışıyor yakalarıma
Bir varabilsem kollarına…
Susturur mazinin naralarını
Beni anlamanı beklemiyorum
Bunun için çalmadım kapını.
Şimdi
Bir yol ayrımındayız
Ve bedenim parçalanıyor gözlerinin önünde
Umut hırsızları sarmakta etrafımı
Ve ömrüm kanıyor ellerimde.
Beni anlamanı istiyorum.
Bunun için serpildim yerlere.
Samet Erten
Paylaş
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.